MÜBAREK ÜÇ AYLAR BUGÜN BAŞLADI

Sungurlu İlçe Müftüsü İbrahim Köksal, bugün başlayan mübarek üç ayların rahmet ve mağfiret kapılarının açıldığı, manevi yükseliş ve bağışlanma ayları olduğunu söyledi.

İlçe Müftüsü Köksal, “Üç aylar içerisinde birçok önemli gün ve geceler bulunmaktadır; Üç ayların başlangıcı 13 Şubat Cumartesi, Regaib Kandili 18 Şubat Perşembe, Miraç Kandili 10 Mart Çarşamba, Berat Kandili ise 27 Mart Cumartesi günüdür.” dedi.

Müftü Köksal, “Üç Aylar; birbiri ardına açılan rahmet ve mağfiret kapıları olan Recep, Şaban ve Ramazan ayını içinde barındıran, Regâib kandiliyle başlayan, Miraç ve Berat’la devam eden, bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesiyle zirveye ulaşan, Ramazan bayramıyla da maddî ve manevî alanda 'Bayram'a dönüşen manevi yükseliş ve bağışlanma aylarıdır.” ifadelerini kullandı.

Müftü İbrahim Köksal, şöyle devam etti, “Üç ayların bu olabildiğince tatlı ve imrendiren sıcaklığı, imanlı gönüller için gece-gündüz demeden devam eder. Her gün, bütün parlaklık ve canlılığıyla bereketlerini başımıza boşalttıktan sonra gidip ufka kapanınca, arkadan yepyeni, âsûde ve buğu buğu güzellikleriyle bir başka sabah tulû' eder. Gönüllerimizi dolduran, iç âlemlerimiz de gizli gizli bir şeyler örgüleyen, hüşyar gönüller için oldukça hülyalı bir sabah.

Receb ayının girmesiyle Rahmeti Sonsuz'a karşı dua, niyaz, hamd-ü senâ ve tam bir teyakkuzla hazırlığa geçen ruhlar, ayın sonuna doğru ötelere uyanmış gibi tam bir temâşâ zevkine ererler, ererler de hemen herkesin dili, edâsı, üslûbu değişir ve çehrelerini bir heybet, bir haşyet ve bir ümit sevinci bürür. Herkes daha ziyade kalp diliyle konuşmaya başlar. Beşerî sertlikler daha bir yumuşar ve bunlar arasında bir hayli insan, miraç yapacakmışçasına bütün dünyevî ağırlıklarını atar da âdeta ruh hiffetine ulaşır. Derken Hakk'a yönelmiş bu insanların gönüllerinden taşan nuraniyet ve simalarındaki rengârenk incelik en katı kalpleri dahi yumuşatacak ve inceltecek ölçülere ulaşır. Üç aylarda yapılan ibadet Allah (c.c) katında diğer ibadetlerden kat kat üstündür. 3 aylar, mahzun gönüllere neşe ve sevinç kaynağı olmak, yıkık kalpleri mamur eylemek, insanı insan yapan, değerine değer katan bütün güzelliklerle bu feyizli anlardan nasiplenmek mevsimidir.

Peygamber Efendimiz (S.A.V) “Şaban ayının on beşinci gecesi (Beraat Kandili) olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın, o gecenin gündüzünü (on beşinci günü) de oruçlu geçirin. Çünkü o gece güneş batınca Allah Tealâ (bizce kavranması mümkün olmayan bir keyfiyetle) dünya semasına iner ve güneş doğana kadar: ‘Benden mağfiret dileyen yok mu, ona mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir derde) müptelâ olan yok mu, ona afiyet vereyim.’ buyurur.”

Son derece haklı olarak “On bir Ayın Sultanı” diye adlandırılan, mahyaların bu aya özgü iltifatlarla donandığı, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan-ı Şerif, bütün ayların içinde en nadide olanıdır. Oruç nimeti bu aya has olarak farz kılınmıştır. Kur’an-ı Kerim bu ayda indirilmiştir. Bin aydan daha hayırlı olduğu haber verilen Kadir Gecesi yine bu ayın içinde gizlidir. Ayrıca bu ayda ifa edilen bir farzın, diğer aylarda yerine getirilen yetmiş farza bedel olduğu bildirilir.

ÜÇ AYLAR NASIL DEĞERLENDİRİLMELİ?

Bu günlerde nefisler hesaba çekilmeli, ana sermayemiz olan ömrümüzün nerede ve nasıl tüketildiği gözden geçirilmeli, amel defterimize neler yazıldığı, Mahşer günü kurulacak büyük divanın tek Hâkimi Yüce Allah’ın (cc) hakkımızda nasıl bir hüküm vereceği düşünülmelidir.

Bu aylar dua ve tövbelerimizin kabul edilme ümidini daha fazla hissedeceğimiz aylardır.

-Kur’an-ı Kerim okunmalı, okuyanlar dinlenmeli, uygun mekânlarda Kur’an ziyafetleri verilmeli, Kelamullah’a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.

-Peygamber Efendimize (S.A.V) salât ve selâmlar getirilmeli, O’nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.

-Tefekkürde bulunulmalı, “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah’ın benden istekleri nelerdir” gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli.

-Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı, gönüller alınmalı, kederli yüzler güldürülmeli.

-Günahlara samimi olarak tövbe ve istiğfar edilmeli, idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamette bulunulmalı.

-Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı, vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli.

-Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.

-Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli, iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli.

-Büyüklerimizin, hocalarımızın, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın üç ayları ve kandilleri bizzat giderek veya telefonla tebrik edilmeli, duaları istenmeli.

-Başta bütün insanlık olmak üzere kendimize ve sevdiklerimize mümkün mertebe ismen dualar etmeliyiz.

Bu vesileyle Saygıdeğer Sungurlulu kardeşlerimizin ve tüm İslâm Âleminin Üç Aylarını tebrik ediyor, bu kutlu mevsimin her türlü hayırlara, birlik, beraberlik, barış ve aile huzuruna vesile olmasını Yüce Mevla’dan niyaz ediyorum.”