NEREDEN NEREYE…
SUNGURLU - Önceleri kentin yöneticileri ve ileri gelenleri bir araya gelir, şehir şehir dolaşırdı. Sanayi kuruluşlarını, işadamlarını ziyaret eder; memlekete yatırım yapılması için deyim yerindeyse yalvarırlardı.
Önceleri kentin yöneticileri ve ileri gelenleri bir araya gelir, şehir şehir dolaşırdı. Sanayi kuruluşlarını, işadamlarını ziyaret eder; memlekete yatırım yapılması için deyim yerindeyse yalvarırlardı. Çeşitli hediyeler götürülür, ücretsiz arsa vaat edilir, inşaatın neredeyse tamamı üstlenilirdi. Ama hiçbir yerden olumlu cevap alınmadan geri dönülürdü. İşadamı “düşünelim” derse sevinçten havalara uçulur, gazetelerde “filanca firma şehrimize fabrika kuracak” manşetleri atılırdı. Sonuç? Büyük bir hayal kırıklığı.
Bugüne gelelim… Yatırımcılar “yer verin fabrika kuralım” diyor. Ama bu kez de başka engeller çıkıyor. Kimi “bu fabrika kötü, ne işi var burada” diyor. Kimi yatırımdan bihaber, “ne fabrikası” diye çıkışıyor; evinin yolunu, bahçesinin suyunu anlatıyor. Birileri ev kiralarının yüksekliğinden şikâyetçi. Öte yandan siyasi hesaplar, çekişmeler; “ben yaptım, sen yaptın” tartışmaları, küçük çıkar oyunları… Düne kadar “fabrika yapın” diye ortalığı inletenler bugün ortada yok.
“Fabrika yapılmasın, yapılırsa şu kişinin reklamı olur. Bu bizim partiden değil, bizim parti gelince yaparız. Yeter bu kadar fabrika! Bu fabrika bizim partilileri işe almıyor” diyenler de cabası. Siz de benzer örnekler ekleyebilirsiniz.
Kısacası, memleketin önüne “nasıl engel oluruz” diye akla hayale gelmeyen oyunlar seriliyor. Siyaseti, yatırımları engellemek olarak görenler büyük bir yanılgı içinde. Küçük siyasi hesaplar uğruna yaşadığı şehre takoz olanlar, bunun hesabını bir gün mutlaka verecek. Çünkü yatırımı engellemek siyaset değildir.
Zaman, kimin haklı olduğunu gösterecek. Ama o gün geldiğinde kaybeden siyasetçiler değil, bu şehir olacak.